17 Eylül 2015 Perşembe

Sosyal Medyacının Dramı



Sosyal medyacılar bilir, birisi ne iş yaptığınızı sorduğunda büyük bir sıkıntı çöker içinize; özellikle de karşınızdaki dijitale uzak biriyse. Anlatsanız anlatamazsınız, anlatmasanız işsiz gibi görünürsünüz. İki ucu gübreli değnektir anlayacağınız. Şahsen annemin altın gününde arkadaşlarına yaptığım işi anlatamaması üzerine beni arayıp “oğlum ne iş yapıyordun sen” dediğini bilirim ben… Neyseki bir gün oturup sade bir şekilde anlattım da bu meseleyi halletmiş olduk.
Ben genelde karşımdaki kişinin bilgi seviyesine göre reklamcıyım, reklam ajansında çalışıyorum, sosyal medyacıyım, sosyal medya uzmanıyım-yöneticisiyim gibi tanımlar kullanıyorum. Neyse yine geçen gün akşama kadar müştemlerle boğuşmuş, art director’lerle cebelleşmiş, marka yöneticileriyle uzun eşşek oynamış, ajans başkanıyla güreşmiş, bilgisayarla telefonla aşk yaşamış ve tüm bunların verdiği yorgunlukla mesaiyi bitirip taksiye binerek evin yolunu tutmuştum. Biraz ilerledikten sonra taksici abi ne iş yaptığımı sordu. Pek muhabbet edesim yoktu, geçiştirmeye çalıştıkça ilginç bir diyalog gelişti. Muhabbeti aynen aktarıyorum:
- Reklamcıyım.
- Tabela mı yapıyon?
- Yok öyle değil onlar matbaacı ya da tabelacı. Dijital reklam benimkisi biraz daha farklı.
diyerek reklamcı algısını yıkmaya çalıştım ama yok…
- Dijital baskı mı, dijital olarak mı basıyonuz?
- Yok, internet reklamı yani.
- Şu sitelerde birden bire çıkan karı kız resimlerini siz mi gönderiyonuz?!
Bastım bu sefer kahkahayı, abi çok yanlış sitelerde dolanıyor…
- Yok abi ne alakası var. Sosyal medya reklamı diyeyim ben.
- Haa, telefon satıyoruz deyip hıyar gönderenlerdensin o zaman sen, yazık değil mi insanlara?
- Olur mu öyle şey! Onlar dolandırıcı. Bak biz şunları yapıyoruz…
diyerek başladım anlatmaya. İçerikten girdim dijital projelerden çıktım, sosyal medya reklamlarından girdim online pazarlamadan çıktım, anlattım da anlattım; o beni evime doğru caddelerde gezdirirken ben de onu adeta bir tur rehberi edasıyla dijital dünyanın sokaklarında kısacık bir gezdirdim. Ve adam şöyle elini savurarak bana ne dedi biliyor musunuz?
- Haa, feysbuk tifıtır falan.
Dedim:
- Hee, feysbuk tifıtır falan…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder